Stresli misiniz? Bunları yiyin..
Çevremizde bizlere stres yaratan o
kadar çok faktör var ki hepsiyle başa çıkmak bazen zorlayıcı
olabiliyor. Kimi ise bu durumdan bir kaçış yolu olarak abur cubura
yöneliyor; yağlı, şekerli, tuzlu yiyecekler, hamurişleri, alkol..
tüketip sonrasında belki daha da strese giriyor.
Bu yiyecekler kısa süreli mutluluk hormonunu salgılatıp kendimizi daha rahat hissetmemizi sağlıyor ama daha sağlıklı seçenekler de tüketme şansımız var elbette. *Sivri biber; C vitamini içeriği yüksek olması nedeniyle tüketmeye çalışmamız gereken bir besin hatta C vitamini neredeyse portakaldan bile daha fazla. *Yabanmersini; C vitamininin yanı sıra bağışıklık sistemini koruyan antioksidanlardan da zengin bir meyve. C vitamini stresle savaşan birincil besin öğesidir, kan basıncını düşürmektedir. Her öğününüzde C vitamininden zengin bir yiyecek illaki tüketmeye çalışın. *Avakado; kalbi koruyan esansiyel yağ asitlerinden zengin bir yiyecek, ayrıca muzla eşdeğer seviyede de potasyum içermekte. Potasyum kan basıncını ayarlayan ve dolayısıyla stresi azaltan bir mineral. *Ispanak; magnezyumdan zengin bir sebze, magnezyum ise mutluluk hormonunun salgılanmasını artırmaktadır. Badem, kakao ve kabak çekirdeği de magnezyumdan zengin besinlerdir. Böylelikle stresli anlarda magnezyum içeren bir yiyecek kurtarıcınız olacaktır. *Balık; Omega-3 değeri yüksek bir besin olan balık ki özellikle yağlı balıklardan hamsi ve somon sinir sistemini onaran mucizevi besinlerdir. Haftada en az 2 kez tüketilmesi gerekmekte. *Hindi; Seratonin salgısını tetikleyen ve triptofan adlı proteinden zengin olan hindide tüketilmesi gereken besinler arasındadır. *Ihlamur çayı adrenalin seviyesini azalttığından sıcak veya ılık ara öğünlerde tüketilebilir. *Fındık B vitamini ve magnezyum mineralinden zengin bir kuruyemiş türüdür. Serotonin salgılanmasını artırarak daha mutlu hissetmenizi sağlayacak. Sağlıklı Beslenin, Sağlıklı Yaşayın.. |
6 Kasım 2012 Salı
Stresli misiniz? Bunları yiyin..
Domuz Gribinden korunmak için nasil beslenelim
Domuz Gribinden korunmak için nasil beslenelim
Bir tür solunum yolu hastalığı olan domuz gribinin normal gripten farkı insandan insana hızlı bir şekilde yayılıp yüksek ateş, boğaz, baş ve eklem ağrısı, öksürük, halsizlik, üşüme hatta bazı kişilerde kusma ve ishalle bulgu vermesidir.
Hastalıktan korunmak için birincil olarak el hijyenine büyük önem verilmelidir, sık sık eller sabunla yıkanmalı ve kalabalık ortamlardan mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır. Bunun dışında vücudumuzun virüslere karşı özellikle domuz gribi virüsü olan H1N1’ e karşı savaşabilmesi için bağışıklık sisteminin de güçlenmesi ve özellikle belli yiyeceklerin sıklıkla tüketmelisi gerekmektedir.
Sarımsak tüketin: Sarımsak içeriğinde allicin adlı çok güçlü bir antioksidant bulunmakta ve vücudu serbest radikallerden korumaktadır. Sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirmenin de en ucuz yollarından biridir.
Yoğurt veya kefir tüketin: Birçok araştırma probiyotik gıdaların bağışıklık sistemimiz için yararlı olduğunu belirtmektedir. Yoğurt ve kefir bağışıklık sistemini güçlendirerek bir çok hastalığı önleyici etkiye sahiptir.
Supleman takviyesi alın: Tükettiğimiz besinler günlük vitamin ve mineral ihtiyacımızı karşılamayabilir. Bu nedenle, bir uzmana danışarak vücudumuz için gerekli takviyeleri alabilirsiniz.
Yeşil çay tüketin: Polifenollerden zengin olan çay özellikle yeşil çay güçlü bir antioksidanttır. Siyah çayda aynı etkiye sahiptir ama yeşil çay içeriği daha zengindir.
Narenciye tüketin: Vücudumuz tarafından üretilmeyen ve depolanmayan C vitaminini günlük olarak çeşitli besinlerden almalıyız. Özellikle turunçgillerde bol miktarda, taze sebzelerde, maydanozda, kabakta, soğanda ve domateste bulunur.
Yeterli protein alın: Metabolizmamızın ve kas dokumuzun çalışması, dokuların onarımı, bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ihtiyacımız ölçüsünde günlük proteinden zengin besinler tüketmeliyiz.
Çinkodan zengin beslenin: Çinko proteinlerin enerjiye dönüştürülmesi için çok önemlidir, zihinsel fonksiyonlarda, vücudun kendi kendini iyileştirmesi ve yenilemesi gereken durumlarda , bağışıklık sisteminin gelişmesinde, hormonal dengede önemli yere sahiptir. Kuruyemişler, deniz ürünleri, et, karaciğer, süt ve yumurtada bulunur.
Şekeri azaltın: Çalışmalar fazla tüketilen şekerin bağışıklık sistemini baskıladığını gösteriyor. Mümkün olduğu kadar şeker ve şekerli besinleri azaltmalısınız. Bu hem gripten hem de fazla kilodan korunmada etkili olacaktır.
Stresten uzak durun: Bağışıklık sisteminin zayıflamasında şekerin etkisi artık bilinen bir gerçek. Grip yanı sıra birçok hastalığında oluşumunu tetikliyor.
Yorgunluk hissini nasıl yenebiliriz?
Yorgunluk hissini nasıl yenebiliriz?
Hayatımızın bazı
dönemlerinde nedenini bilmediğimiz yorgunluk hissine kapılabiliriz.
Sabahları çok yorgun kalkarız, uyku problemleri yaşarız, konsantrasyon
problemleri ve hiçbir şey yapmak istemediğimiz dönemler olabilir.
Yorgunluk hissimizin
elbette patolojik nedenleri olabilir; nörolojik hastalıklar,
enfeksiyonlar, diyabet, tiroid, menopoz, dolaşım bozuklukları, kanser
hastalıklarında bu etki artmaktadır.
Bir başka neden ise kişilerin beslenme alışkanlıklarının değişmesi;
Az sıvı alımı;
Su tüketim miktarının azalması hem metabolizmamızın çalışmasını hem de
kas gücünü azaltmaktadır. Susuzluk hissinin yok olması su kaybını
artırır ve yorgunluğa neden olabilir.
Yetersiz beslenme;
Vücudumuzun birçok besin öğesine ihtiyacı bulunmaktadır. Özellikle
enerji metabolizmasını etkileyen B grubu vitaminleri eksikliğinde
yorgunluk hissi oluşabilmektedir. Bunun yanı sıra, C, D, E vitaminleri,
çinko, selenyum, demir eksikliği de neden olabilmektedir.
Fazla kilo;
Şişmanlık günümüzde birçok hastalığı tetikleyen bir faktör. Kişinin
sağlıksız beslenmesi, fiziksel aktivitenin azalması, vücut yağ
kitlesinin artmasıyla organların etrafınının yağ bağlaması da yorgunluk
hissini artıracaktır.
Kahvaltı yapmamak; Sabah
saatlerinde kan şekerimiz düşer ve yakıt olarak glikoz yani
karbonhidrat içerikli bir yiyecek alınmazsa öğleye doğru şeker oranı
normalin daha da altına inecektir, bu durum kişide yorgunluk,
konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, uyku hali yaratır.
Bol yağlı besinler tüketmek;
Sindirim sistemini zorlayan beraberinde yorgunluk hissini artıran
aşırı yağlı besinlerin sıklıkla tüketimi etkilemekte; fast-food,
kızartmalar, hamur işlerini mümkün olduğu kadar tüketmemek de fayda
var.
Alkol tüketimi;
Aç karnına tüketilen veya tok olsak bile beraberinde tatlı
yiyeceklerle tüketilen alkollü içecekler sıklığının artmasıyla
yorgunluk hissi yaşanabilmekte.
Migren ve Beslenme Önerileri
Migren ve Beslenme Önerileri
Migren ağrısının oluşmasından önce kişide uyuşukluk, göz kararması, gözde parlayan ve kaybolan ışıklar, keyifsizlik, huzursuzluk görülebilmektedir.
Ağrıları sıklıkla tetikleyen faktörler her gün yediğimiz bazı yiyeceklerden kaynaklı olabilir. Bu tetikleyici besinleri az yemek ya da hayatınızdan çıkarmak migren ataklarını azaltabilmekte.
*Çikolata, peynir, bira ve şarap damar genişlemesine neden olarak migreni tetiklemektedir. Bu besinler dışında inek sütü, yumurta, gluten içeren besinler, domates, balık, mısır dahi etkileyebilmektedir.
*Besin alerjilerinin migreni tetiklediği bilinmekte. Besin alerjisi olan kişilerin daha fazla serotonin ve histamin salgılamaları sonucu migren atakları da etkilenmektedir. Kişiye alerji yapan veya sindirimde problem yaşatan besinlerin diyetten çıkarılmasıyla migren ataklarının da azaldığı belirtilmekte.
*Kırmızı şarap, beyaz şaraba göre daha fazla histamin salgılanmasına neden olur. Bu nedenle kırmızı şarabın beyaza göre tetikleyici etkisi daha fazladır.
*Histamin salınımını artıran besinlerin diyetten çıkarılması ve gerekirse B6 ve C vitamini desteğiyle ataklar azalabilmektedir.
*Monosodyum glutamat, nitrit, nitrat artık günlük tükettiğimiz birçok paketlenmiş üründe bulunmaktadır. Bu katkı maddelerinin de migren ataklarını etkilediği bilinmektedir. Paketlenmiş yiyecekleri alırken etiket okuma alışkanlığı edinmemiz önemli.
*Maya ve mayalı besinler, soya sosu da tüketiminin azaltılması gereken diğer yiyecekler.
*Sucuk, salam, füme etler, salamura etler ve ciğer de dikkatli tüketilmesi gereken protein grubunda yer alan besinlerdir.
*Eğer vazgeçemiyorsak kola, kahve gibi kafeinli içecekler günde en fazla iki bardak/fincan, alkollü içecekler en fazla günde bir bardak tüketilebilir.
*Aşırı tuzlu yiyecekler, fermente ürünler, deniz mahsulleri, turşu yine tetikleyici besinler arasında.
*Bazı kişilerde migreni portakal, limon, greyfurt gibi meyveler de etkileyebilmekte, yedikten sonra oluşan semptomlara göre tüketim miktarınızı ve sıklığınızı ayarlamalısınız.
*Migreni olan kişilerin düşük magnezyum seviyesi olabilmektedir. Magnezyum eksikliği de baş ağrılarını tetikleyebilmektedir.
*Bazı araştırmalara göre zencefil tüketimi migren ataklarını azaltabilmektedir. Günlük veya ağrı başlayınca tüketmek antienflamatuar etkisiyle faydalı olacaktır.
Kabızlık Probleminiz mi Var?
Kabızlık Probleminiz mi Var?
Kabızlık birçok nedeni olabilen bir
rahatsızlıktır ve birçok hastalığında belirtileri arasındadır. Sağlıklı
bireylerin günde bir kez ile haftada en az üç kez dışkılaması kalın
bağırsağın işlevini sağlıklı bir biçimde sürdürmeye devam etmesi
açısından önemlidir.
Kabızlığın nedenlerine baktığımızda yetersiz posa alımı, az su tüketimi, hareketsizlik, alkol tüketimi, hormon bozukluğu, troid rahatsızlığı, depresyon, tansiyon, demir eksikliği en başta gelmektedir. Belirtilerin şiddetini azaltmak ve tekrarlanmasını önlemek için yaşam tarzınızı ve beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmenizde fayda var. Güne 1 bardak ılık limonlu su ile başlayın Eğer mide probleminiz ve düşük tansiyonunuz yoksa aç karnına içilen ılık limonlu su sindirime faydalı olacaktır. Günde 2-2.5 lt. su için Sindirimi hızlandırıcı, barsak hareketlerini kolaylaştırıcı etkisinden dolayı kabızlığı önlemede su tüketimi en önemli faktörlerden biridir. Ama soğuk su içmemeye çalışın. Öğünlerinizi atlamayın Düzenli yemek yemek bağırsak hareketlerinin de düzenli çalışmasını sağlamaktadır. Posadan zengin yiyecekler tüketin Posa yani lif oranı yüksek yiyeceklere kabızlığın önlenmesinde veya azalmasında faydalıdır ama tüketiminizi yavaş yavaş artırın. Sağlıklı bir insanın günde 25-30gr posa alması gerekmektedir. Ekmek olarak kepekli ekmek, pirinç pilavı ve makarna yerine bulgur pilavı tüketmeye çalışın. Haftada 2 kez bakliyat tüketin Kuru fasulye, barbunya, nohut, yeşil mercimeği yemek veya salata olarak az yağlı tüketmeye özen gösterin. Günde 5 porsiyon sebze, 3 porsiyon meyve Sebzelerden patlıcan, bamya, kabak, lahana, semizotu, enginar meyvelerden elma, armut, kayısı, incir ve eriği kabuğuyla tüketmek lif oranını artıracaktır. Her gün bir kase probiyotik yoğurt yiyin Bağırsaklarda sindirime yardımcı olan zararlı bakterilerin yanı sıra yararlı bakteriler de bulunmaktadır. Probiyotik yoğurt veya kefir bağırsakların sağlıklı çalışmasına yardımcı olmaktadır. Bir ara öğün olarak 1 kase probiyotik yoğurt veya 1 bardak kefir içmeye çalışın. Rezene, yeşil çay, papatya ve anason çayı için Bu dört çayı uygun miktarlarda demleyerek günde 2 fincan içmeye çalışın, sindirimi hızlandırır, kabızlıkla oluşan şişkinliğe faydalıdır. Uygun miktarda kuruyemiş Gün içerisinde bir ara öğün olarak 10-15 adet fındık, badem, ceviz, antep fıstığı tüketmek hem alınması gereken lif miktarını artıracak hem de yararlı yağ asitleriyle barsak hareketlerini hızlandıracaktır. Magnezyum etkili bir mineral Magnezyumdan zengin besinler bağırsak hareketlerini hızlandırır, özellikle ıspanak, marul, kereviz, taze fasulye, salatalık, fındık, badem magnezyum içermektedirler ayrıca hergün içilen 1 adet maden suyunun yine magnezyum içeriğinden dolayı kabızlığa faydası olacaktır. Fiziksel aktivitenizi artırın Düzenli spor yapmak kabızlık belirtilerini azaltmaktadır, günde en azından yarım saatlik yürüyüşün bile etkisini göreceksiniz. Sigara ve alkol tüketmeyin Nikotin ve alkol bağırsak hareketlerini negatif etkilemektedir. Bırakamıyorsanız en azından azaltmaya çalışın. Sağlıksız yiyeceklerden uzak durun Kızartma, hamurişi tarzı yiyeceklerden uzak durun, kola, kahve ve çay tüketiminizi azaltın, şeker ve şekerli yiyeceklerin kabızlığı tetiklediğini unutmayın. Her gün aynı saatte tuvalete gidin Dışkılama hissi gelsin yada gelmesin her gün aynı saatlerde tuvalete gidilmelidir. Vücut fonksiyonları için düzen önemli. Tuvalete çıkma hissi yoksa bile her gün aynı saatlerde tuvalete gidip 10 ile 15 dakika oturmak dışkılama düzenini sağlamak için faydalı olacaktır. Eğer iki haftadan uzun süredir şiddetli kabızlığınız varsa, yukarıda bahsettiğim unsurlara da dikkat ediyor ve faydalı olmadıysa bir doktora başvurmanızda fayda var |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)